Çiftlerin bir yıl boyunca düzenli şekilde korunmasız yollarla çocuk sahibi olamaması kısırlık olarak adlandırılır. Çiftler, çocuk sahibi olmak istediklerinde ve doğal yollarla çocuk sahibi olamadıklarında doktora başvururlar. Çocuklarının doğal yollarla olmayacağı öğrenmek, çiftleri sarsan bir olaydır. Karı koca olarak süreci kabul etmek zordur. Çocuk sahibi olmak; sadece eşlerin değil, ailelerin de beklentisi olduğu için çiftler için büyük hayal kırıklıklarına neden olabilir. Bu durum zamanla bireye zarar veren bir hal alır. Kendi istekleri ve toplum baskısı üzerine çocuk sahibi olabilmek adına tüp bebek tedavisine başvururlar. Tedavinin başarı oranına fiziksel boyut kadar, psikolojik boyutta etki eder.
Tüp bebek tedavisi uzun ve zorlu bir süreçtir. Tedavi başarısız sonuçlanırsa, tekrar denenir. Tekrar denemelerle çiftlerin stres düzeylerinde dalgalanmalar meydana gelir. Strese bağlı olarak çatışmalar yaşanır. İnfertilite (kısırlık) tedavisine başlamayı düşünen çiftler arasında herhangi bir çatışma durumu olmamalıdır. Tedavi sürecinde eşler arasında sağlıklı iletişim kurmak ve iletişimi güçlendirmek çok önemlidir. Çiftler arasında sürekli bir çatışma gerçekleşiyorsa öncelikle psikoterapi desteği alınmalıdır. Böylece tedavi sürecinde stres en aza indirilir.
Tüp bebek tedavisinde alınacak olan psikolojik destek tedavinin önemli aşamalarından biridir. Uzman psikolog çiftlerin içinde bulundukları sorunları tanımlayarak başa çıkma becerisi kazandırır. Oluşan sorunlarda duygu kontrolü yapabilmeyi, olumlu bir benlik oluşturabilme ve sağlıklı iletişim kurmayı (üzüntü, kaygı, sevinç gibi durumları çekinmeden ifade etme veya paylaşma) sağlar.
Tüp bebek tedavisine başlamadan önce ve tedavi başladığı anda çiftlerin psikolojik danışma seansı almaları gerekir. Alınacak seansta uzman psikolog; tedavi sürecinde oluşabilecek duygusal, düşünsel ve davranışsal boyutları ele alarak bilgilendirir. Tedavi sürecinde oluşacak psikolojik etkileri, çiftler fark etmeyebilir. Çiftler çoğunlukla tedavi başarı oranına ve tedavinin maddi boyutu ile ilgilenirler. Fakat infertilite (kısırlık) tedavisi, çiftlerde zihinsel, duygusal ve davranışsal bir değişim meydana getirir. Uzman psikolog, eşlerin değişim süreçlerini önceden bilmelerini sağlar.
Uzman psikolog, tedavi sürecinde oluşacak sorunları çözerek, kaygıyı azaltır ve eşler arasındaki iletişimi güçlendirir. İlk seanslarda çiftlerin psikolojik değerlendirmeleri yapılır. Eğer herhangi bir psikolojik rahatsızlık tespit edilmesiyle infertilite tedavi süreci başlar. Tedavi sürecinde yükün çoğunluğu anne adayı üzerindedir. Bu nedenle anne adayları psikolojik olarak daha çok etkilenmektedir. Oluşan aşırı stres, kaygı, başarısızlık duygusu depresyona sebep olabilir. Anne adayının psikolojik etkilenmeleri, baba adayı tarafından bilinirse, tedavi süreci daha rahat geçer. Geçen bu süreçte anne adayı değersizlik hissine kapılarak stres yaşar. Süreç boyunda psikologdan destek alarak olumlu bir benlik oluşturmak, stresi azaltır. Buna bağlı olarak tüp bebek tedavisinin başarı oranı artar.
Tüp bebek tedavisi, sadece gerçekleştirilen fiziki aşamalar olarak düşünülmemelidir. Fiziksel aşamalar kadar, psikolojik destekte önemlidir. Ayrıca gebelik şansını etkileyen bir diğer unsur ise beslenme alışkanlıklarıdır. Özetleyecek olursak tüp bebek tedavisi, psikolog ve diyetisyen branşı ile yakından ilintilidir.Fiziki aşamalar, psikolojik destek ve beslenme alışkanlığı tüp bebek tedavisinde bir bütün olarak düşünülmelidir. Her branş, tedavinin aşamalarını destekleyerek ilerler. Novafertil Tüp Bebek Merkezi olarak tüp bebek tedavisini bütüncül bir yaklaşımla ele alıyoruz. Bu nedenle uzman psikologumuz ve diyetisyenimiz tedavi sürecinin her aşamasında çiftlerimize bilgilendirme ve yönlendirme yaparak, gebelik şansını artırıyor.
Bir sonraki yazımızda Tüp Bebek Tedavisinde Beslenme konusunu ele aldık. “Başarıyı arttırmak için tüp bebek tedavisinde beslenme nasıl olmalı?” sorusunu merak ediyorsanız, tıklayarak yazımıza erişebilirsiniz.